müzik kutusu olmasa da böyle sevimli bi usb falan olsa? :D

Dandik minik bi mp3 player in icine atip tchibodan tatli bi mini hoparlor alip ona baglayip oyle dinletsen olmaz mi ? Hem mini hoparloru basla zamanlarda da kullanir daha faydali olur.

minik kalem mp3lere sadece kitabın ses dosyasını atıp, açma tuşunu da bahsettiğin müzik kutusu benzeri materyalin kapağına senkronlarsan(mekanik olarak) olur. hatta alta da ileri-geri sarma tuşlarını koyarsın her seferinde en baştan başlamamış olur.

@damla çikolata yok ya o çok basit olur gibi geliyor.

@içim urperiyor o senkronizasyonu nasıl yapabilirim peki?

eğer ilgi alanın değilse kasış olabilir ama linkteki (resim 5 özellikle) devreyi kurup hoparlor yerine benzer ufak mp3 player da bağlarsan 10 numara olur istediğin gibi..

ugrasi.blogcu.com

@yazaman hiç yapabilecekmişim gibi durmuyor ya. Başka bir çözüm bulmalıyım sanırım.

Eskihisar'ı biliyor musunuz?Orada balık tutanlar vardı.Ama suyu pistir oraların siz iyisi balık tutmayın oralarda.

Ballı kayalara gidin yarın.Halka açık olmayan dere kenarlarını bulun,orda tatlı su balığı tutun.Üstelik ilkel yöntemler de orda işe yarıyor.

@damba peki otobüsle veya dolmuşla nasıl gidilir oraya? internetten pek fazla bilgi bulamadık.

Benden daha bilgili birine sordum da:

Ballıkayalar'da balık tutmak yasakmış normalde.Ballıkayalar Gebze'nin Tavşanlı Köyü'nde fakat nasıl ulaşacağınız hakkında kesin bir fikrim yok.Yeşil otobüsler var Darıca'nın merkezinden kalkan.-Ziraat Bankası'nı bulun orda size yardımcı olurlar.O otobüslerle Gebze'ye ulaşıp,ordan Tavşanlı'ya geçebilirsiniz sanki.Ama balık tutmaya Ballıkayalar'ı eledik di mi?Evet.Piknik yapmaya gidersiniz belki diye dedim.


Darıca'da balık tutulan yerler ise şöyle.Bir park var Darıca sahilde Duduev ya da Duduyaev.Oradaki kayalıklarda da balık tutubilirsiniz.Ya da yine bu parkın ilersinde Aslan Çimento Fabrikası var.Onun etrafına çok tutan varmış.Bu fabrika parktan gözüküyor zaten ulaşmanız sorun olmaz.Parkı Darıca'da herkes bilir.Denizi takip ederseniz siz de bulabilirsiniz.Otobüse falan hiç gerek yok,yürüyün efendim.


Eskihisar'a Darıca'dan direkt otobüs yok sanırım.Yine yeşil otobüslerle İstasyon Mahallesi'ne gidip oradan beyaz Eskihisar otobüslerine binebilirsiniz.

yasakli isimler listesinde olan birileriyle isim benzerligin olabilir.

peki bu durumda inceleme işlemi sıfırdan mı başlayacak ben yine en az 2 hafta daha mı bekliycem? bir de konsolosluğa gitsem ne var ne yok diye öğrenmeye çalışsam muhatap bulabilir miyim?

dedigim gibi bi durum varsa, pek muhatap alacaklarini sanmam ama baska bi durum olma ihtimaline karsi gidip bi sorabilirsin.

haydi bakalım hayırlısı o zaman. çok teşekkür ederim cevap için.

ücretsiz kargo. +havale ile alımlarda banka seçeneklerinin artması. geçen gün havale ile kitap alacaktım, bir tek yapıkredi mi ne vardı, 3 lira eft 4 lira kargo ile +7 lira ödeyecek oldum, dışardan alırım daha iyi dedim.

ha yine sonradan 52 liraya kredi kartıyla aldım içinizde kalmasın bak kaçtı ulan demeyin :)

10 tl'nin üzerine ücretsiz kargo.

ve kampanya değil ama kitapların biraz daha çeşitlenmesi.

sözlükçüleri bırakıp birazda duyuruculara beleş kampanya yapın. yazar değiliz, entry giremiyoruz.

1) belirli bir miktar(75 tl diyelim mesela) üzerinde alışveriş yapan ilk x kişiye şu kitap hediye gibisinden. hediye kitabın fiyatına karışmıyorum.

2) sık alışveriş yapan üyelere yönelik özel kampanyalar(hediye kitap dışında seçeneğiniz kalmıyor tabi, eheh:)

3) kampanya yerine alışveriş yapanlara yönelik küçük sürprizler.

keltikfrost + 11111111

nesilsiz +1

Kampanyadan ziyade kitaplar çeşitlensin.

kitapların çeşitlenmesi şart, bir de dr.com.tr sizden daha ucuz ve onların çeşitlilik kısmından bahsetmeme gerek yok sanırım:)

keltikfrost'a bir + da benden.

öncelikle kitap sayınız çok az. çeşitlenmesi lazım.

kampanya olarak, belirli yazarların tüm kitaplarını alınca güzel bir indirim olabilir. murakami kampanyası yapmışsınız ya mesela, onun yerine tüm murakami serisini alana daha iyi bir indirim uygulansa daha iyi olur. ama bunun için en azından belli başlı yazarların tüm kitaplarının olması lazım. yalnızca best seller'lara odaklanarak bir yere kadar.

Bir kitap alana bir kitap hediye tarzında bir kampanya olabilir, veya serilerde bir kitabı hediye olarak verebilirsiniz.
Kargo ile ilgili kullanıcının ilk üç siparişi kargo ücretsiz olabilir sonuçta alışkanlık önemli ve bu avantaj bunu sağlayabilir gibi.
Ayrıca burada fikrini kullandığınız kişiye hediye kitapta gönderebilirsiniz, evet :)

1- Kargoyu hiç almayın. Bildiğin sıfır kargo. Bunu yapabilirseniz büyük bir atılım yaparsınız. Ama bu kampanya şeklinde olmayacak, sizin manifestonuz olacak. Bu sayede tek veya çoklu kitap satışlarınızın oldukça artacağını düşünüyorum.
2- @nesilsiz: kitap çeşitliliği +1
3- Gösterdiğiniz her kitap stokta olsun lütfen (ki sizde öyle galiba şu anda - bu çok önemli).
bir dizi kitap alacaktım, uygun fiyata bulduğum sitede aradığım kitaplardan biri yoktu, daha fazla fiyattaki başka bir siteden almak durumnda kaldım olmayan kitap orada var diye. sonra sipariş hazırlanırken bizde de yok dediler. anlatabildim mi?

Bu üçü beni çok kullandığım siteden bu tarafa çeker.
Bu site de, ucuz kitaplarıyla başka bir siteden çekmişti zamanında beni.

Hediye olayına ise karşıyım. Ucuz olursa zaten herkes istediği kitabı daha rahat alır. Şu hediye olayı pek akla gelmez.

Tabi biz bilmiyoruz hangi şartlarda ayakta kalmaya çalıştığınızı, ama siz müşteriye saygı gösterirseniz onlar da size gösterecektir. Ki şu anda birçok insan tarafından taktir ediliyorsunuz eminim. Bu çok güzel. Kaç defa kitap alacak oldum, evde okunmayı bekleyenler yüzünden alamıyorum. Alacağım ama.

Umarım hedeflerinize ulaşırsınız, bizleri de mutlu edersiniz.

Kitap alisverisi yapildikca kitappuan ya da ne derseniz iste, uyelerin ondan biriktirebildikleri bir sistem olabilir, ufak miktarlar bile olsa tesvik edici olabilir. Tabii bir de daha cok cesit..hic kargo.

ben ilk 50 sayfasına kadar geldim birkaç denemeyle ama yok olmuyor. acayip bir dil hiçbirşey anlayamadım. belki ben kalasım bilemicem de. romanlarıyla devam ediyorum yola

@Wolfware tinyurl.com şu kitabı okumadıysan tavsiye ederim. Muhteşem bir kitaptır. Oluşturduğu farkındalıkla Bulantı'yı ikinci kez okutmuştu.

adamın yazdığını anlamak için önce adamı anlamak gerekiyor :) ben Sartre'nin Uyanış kitabını çok sevmiştim. o gazla aldım varlık ve hiçliği ama hakkaten beni aştı. dediğin kitabı alıp bir daha denerim olmadı

Bir kimse de çıkıp yardımcı olmamış.

bu ülkede biraz bağır çağır sert yap her işini halledersin.

öncelikle yorumlarınız için teşekkür ederim...

@benaaymi dostum içersinde sadece direktif kitapçıkları falan var bide hepsi ingilizce hiç bir türkçe döküman yok,ama dediğin gibi bir hakkımız varsa bunu dikkate alıcam çok teşekkürler ;) yani wacomdanda nefret etmiş durumdayım böyle bir ürünleri olabileceği aklımın ucundan geçmezdi ben bütün grafik tabletlerin kalemi yanında gelir düşüncesiyle alınca gelişti bu olay :/ neticede amatör olarak çizim yapmak istiyorum ilk defa alıcam bu aletten ondada böyle oldu :/

üründen memnun kalmadığın takdirde her türlü şekilde iade edersin. büyük ihtimal alalı bir haftayı geçmemiştir. Aldığın yer (internetten almadığını varsayıyorum) zorluk çıkarırsa şuraya, buraya giderim de. (tüketiciler birliği sanırım).

hele hele başka bir model ile değiştireceksen % 80-90 değiştirirler/iade alırlar.

@arşivci anladım dostum çok teşekkürler yorumun için,daha yeni bugün aldım ve bizzat kendim gidip bir teknoloji marketten aldım,yani yediğim 100 tllik kazığamı yanayım =) cihazın işime yaramadığınamı artık yarın tekrar gidicem,bakalım ürünü başka bir ürünle değiştirmeyi teklif edicem bencede buna hayır demeyeceklerdir =)

önce git uygun bir dille anlat baktın olmadı çirkefleş.yapacak birşey yok.ama normalde teknoloji ürünlerini 30 gün içinde değiştirebiliyor olmaları lazım.ki sen bunun yerine başka bir ürün alıcan sonuçta değil mi? yine satış yapmış oluyorlar

@benaaymi Aa dostum aynen bak faturasının arkasında yazıyomuş garanti koşulları =D diyorki ..... mağzalarından aldığınız ürünü beğenmez,üründen memnun kalmaz veya ürünle ilgili fikirinizi değiştirirseniz 14 gün içersinde iade edebilirsiniz diyor.ek olarak tabi kullanılmamış olmasını falan sölüyoki kullanmadımda.Ayrıca burada yazdığına göre düşük fiyat garantiside varmış yani en düşük fiyatların kendilerinde olduğunu idda ediyolar ama ben 100 tl daha düşük fiyata buldum hemde kaç tane :/ tabi aldıktan sonra buldum o başka

=) ayrıca wacom bencede iyi bir firma ama gerçekten :D aklımın ucundan geçmezdi böyle bir ürün üretecekleri :D neticede grafik tabletleriyle piyasadalar ve grafik tablet dediğimizde doğal olan kalemi olmasıyış gibi geliyo bana bu yüzden hiç sorgulamamıştım kalemi varmıdır ayrı satılırmı falan gibi.giden paraların acısıyla söylemiş olduğum bir yorumdu o galiba xD

@Wolfware Aynen dostum ben direk başka bir ürünle değiştirmeyi teklif edicem çünkü gerçekten almak istiyorum bu tabletlerden bir tane,çeşit azdı ordaki reyonda bu sebepten belki wacom olmayacak ama artık napalım amatör olarak yapacağım için zaten iyi kötü bişey yeter =)

sözleşmenin konusunda hata iade kabul görür desem kaç hukukçu kınar beni?

Herkese yorumları ve yardımları için teşekkür ederim =) bugün aldığım ürünün iadesini yaptım ve paramı geri aldım.

Gerçekten Media markt müşteri dostu olduğunu kanıtladı benim için =) kısmen benim hatamdan kaynaklanmış bir sorunu gayet güler bir yüzle hallettiler,ben ürünü iade değil başka bir ürünle değiştirmek istediğimi belirttim,onlarda ürünün reyonundan,aldığım ürün değerinde başka bir şeyle değiştirebileceğimi söylediler fakat aradığım kalitede başka bir ürün bulamadığım için paramı iade etmeyi teklif ettiler bende kabul ettim =) bu olayda böylece tatlıya bağlandı.

Not:bahsettiğim yer merter meydan AVMdeki media markttır,tekrar herkese teşekkürler...

Artık pek takmıyorlar. Mesela ben şu anda ofiste fosur fosur sigara içiyorum. Giriş katı olmasına rağmen.

polis veya zabitaya haber verebilirsiniz. bimer'e iletebilrisiniz.

meyhanelerde saat 8'den sonra sigara serbest oluyor. aynı şekilde cafelerin önündeki (her yeri kapalı olsa da) tenteli alanlarda da içiliyor. her kural gibi bunun da suyunu çıkardık. denetleyecek ekip yok, şikayet etsen nolur.

Bimer'e şikayet dilekçesi yazdım, bakalım ne olacak..

bu tip adamları hiç sevmiyorum arkadaş. naber?

derslere gir.
madde ezberleme.
pratik çöz.
saatlerce çalış.
aza kanaat et.
25 üstü puana sevinmesini bil.
birde sakın sınavdan sonra çok iyi not bekleme. denedim yıkım oluyor.

teşekkürler :) bu pratik olayı nasıl oluyor?

her türlü ikinci (bahar) dönemi alıyorsun.ama iki dönem üst üste 1.80 in altında kalırsa 3. yarıyılı alamıyorsun.

şimdi şöyle ki, eğer (dersleri dönemlik alıyorsan) birinci dönem ortalaman 1.8i bulmasa bile ikinci dönemi alırsın. fakat her iki dönem ortalaması 1.8in altında kalıyorsa sınıfta kalma ihtimalin yüksek. birde çapraz olayı var, eğer birinci dönem ortalaman 1.8in altında fakat ikinci dönem ortalaman 1.8in üstünde ama genel ortalaman ( ikisini toplayıp/2) 1.8in altında olursa çapraza kalırsın ve sana bir üst sınıfın 1. dönemini verirler. fakat bu çapraz olayı hiç sağlıklı olmuyor, çapraza kalacağına sınıfta kal daha iyi abi diye klişemi de söyler çekilirim.

indesign'da hazır kalıplar da var diye biliyorum. bi kaç arkadaşım baya baskıya kitap hazırlıyorlar bu program ile. her şey bitince pdf kaydedersin beşiktaş'ta bi sürü baskı işi yapan yer var. indesign ile ilgili başka bilgi istiyorsan yarın akşam sorabilirim arkadaşa.

soruna cevap değil ama, bende YKY'nin ilk dizeler diye minicik bi kitabı var. kibrit kutusundan bile küçük. bu basacağının yanında bi de böyle minik bi kitapçık yapsan, her sayfasında bi cümle, bi dize fln olsa çok sevimli olur. cüzdanına bile sığar..

@ bleda rua biri daha böyle bir şey demişti(pdf kayıt edeceğimi) fakat sorun şu ki kalıpları nereden bulabilirim, çok iyi bir program bilgisi gerekir mi? bu arada çok teşekkürler.

@jimicik süper fikir. çok teşekkürler.

bildiğim kadarıyla hani powerpointte falan hazır sunum tasarımları var ya o şekilde ve kullanımı kolay diye biliyorum (ben çok az kkullandım programı amma yakın zamanda öğrenmeye başlayacağım, çalıştığım yerdeki arkadaş akşamları uğraşırken biraz biraz gösteriyor da). akşama öğrenip detaylı bilgilendireceğim. rica ederim.

@bleda rua bekliyorum hocam.

vatan bilgisayar indirim günlerini takip edin..
orada sadece internet üzerinden satışlı (sınırlı sayıda stok durumlu), fiyatı uygun ürünler oluyor.. takipte kalın..

yok.

ödeme dökümünü çıkartabiliyorlar.

direk faturayı vermezler mi?

borcu yoktur belgesi veriyorlarsa o da işini görür. son fatura çıkıyor diye de biliyorum.

@inanmazsan inanma o hiç işime yaramıyor böyle bir faturanın olduğunu kanıtlamam lazım. onun içinde o fatura gerek onu verirler mi o önemli benim için.

ödeme dökümünde, fatura tarihi, son ödeme tarihi, fatura tutarı ve ödenme tarihi yazar.

bir dilekçeyle başvurursan verir.

tömer'i düşünmekteyiz biz -birkaç kişi-. taksim ve kadıköy'de iki şubesi var. diğerlerinden daha iyi gibi geldi ama gitmiş olup bir tavsiye verecek olana ben de denk gelmedim. yine de ankara üniversitesi'ne bağlı bi kuruluş olması güven veriyor.
sadece english time, british time türevlerinden uzak dur derim.

wall street'ten de uzak durun, gereksiz kurlara sacma sapan paralar istiyorlar.

berlitz ve britishtime ve just englisten uzak durun.

özel ders alalım o zaman. bütün kurumları saydınız.

entryi bilmiyorum ama aptal diye nitelendirdiğiniz sözlükte böyle bir şey var. ilerisi için belki faydalı olur.
eksifink.com
Ekşifink, kullanımı son derece basit başlık ve entry kaydetme servisidir. Sözlükte dolaşırken gördüğünüz güzelim başlıkları, yararlı entryleri bir çırpıda kaydetmenin en güzel ve rahat yoludur.

Bu tarz durumlarda ben'in içindeki seyir defteri kısmına da not alabilirsin.

tvarsivi.com

çocukları askere gitmiş.

adan freud gibi. kadın da martha freud. adam bunla ilgilenmiyor kadın derin düşünceler içinde.

Adam sükûnet istiyor, kadın rahat durmuyor. Aynı hikaye :) Başlangıç repliğini veriyorum:
- Beey bey bak şu herif bizim arabanın başında 20 dakikadır!

adamın dünyadan haberi yok ama kadın bunu aldatıyor. gözü dışarıda.

Birbirilerini pek tanımadan evlenmiş bir çift. Muhtemelen evleneli 10 yıl filan olmuştur. Erkek varlıklı, asil-yarı asil bir aileden geliyor. Muhtemelen "normal" insanların sahip oldukları bir işi asla olmadı. Kadın çoğu kadının yapamayacağı şeyi yapıp daha 2o'li yaşlarının başında mantıklı bir karar vermiş, sevmediği ama ona rahat bir hayat sürdüreceği bu adamla evlenmiş.

Erkek, entelektüel tutkusu olabilecek birisi. Büyük bir ihtimalle cinsel yaşantıları yok. Eşyalarla, ne bileyim giysileriyle filan duygusal ilişki kurabilecek, onlardan uzun sene kopamayacak birisi.

Mekan kendi evleri. Ama yeni taşınmışlar. Adamın düzgün bir işi olmadığı ve miras suyunu çekmeye başladığı için eski ve pahalı evlerini satıp daha alt sınıfın yaşadığı yeni muhitlerine taşınmışlar.

Kadın geldiği aileden de kaynaklanan nedenlerle yeni insanlara ve yeni yerlere uyum sağlamaya daha yatkın. Taşınmalarının üzerinden kısa bir süre geçer geçmez yeni birini bulacak ve hayal kırıklığına uğrayacak.

adamin erken bosalma problemi var, kadini tatmin edemiyor, ama adam kabullenmiyor da bu durumu.

kadın, kültürlü, akıllı bir insan. adamın kadında gözü var, entel ayağına yatıyor.

adam zengin tüccar, sosyal hayatı güçlü, hatta hükümet yanlısı bir politika güden parti-dernekle ilişiği var. ama yatakta başarısız. işini bitirip sırtını dönüyor. ruhsuz-tutkusuz. etliye sütlüye dokunmayan bir tip. kadın kesinlikle aldatıyor. genç bir erkekle platonik takılıyorlar, henüz icraat yok ama elektiklenme had safhada. bu genç erkek de anarşist. kadın da sosyal yardımlaşma türünden bir dernekte takılıyor, orada öğrencilere yardım etkinliğinde falan tanışıyorlar. genç erkek öğrenci. daha gider bu...

kadın kör, adam sağır.

ikilinin en dikkat cekici ozelligi ayni oda icerisinde yarim metre mesafeyle duruyor olmalarina ragmen (burdan anliyoruz ki bunlar bir sekilde yakinlar birbirlerine) iletisim kurmuyor oluslari. kadin arkasini donmus, adam okuyor...

gündüz saati ama adam evde. demek ki ya adam emekli ya da haftasonu veya tatil.
kadin bu adam madem evde iki laf etse, azicik benle ilgilense ya diyor ama adam gazetesine dalmis durumda. hos o da super vakit geciriyor gibi gorunmuyor.
perdelerin susune bakarsak hali vakti yerinde bunlarin. ve kadin ev hanimi. olumune sikilmis her seyden. paralari var ama huzurlari yok, kadin birazdan arkasini adama donmeden kavga baslatici bir diyaloga baslayabilir. veya lanet olsun, zaten yasimiz gecmis isimiz bitmis, ugrasmayayim sunla deyip susmaya devam edebilir. sonra adam kadina, bir cay koy da icelim hanim, diyecek. bunlar yine sessiz sessiz oturmaya devam edecekler.

niye sessiz olduklarina bir neden bulmak lazim.

kadın adamı aldatıo ve hatta kadın lezbiyen karşı binadaki yine çılgın bir ressam kadına aşık olmuş.

adam çok zengin iş adamı kadını mutlu etmek umrunda değil.

mekansal açıdan kadın adama bi köpek alsammı çok yalnızım felan diyo adamda bakarız diyo felan.

"- Son nefesimize kadar, olanları hiç yaşanmamış sayabilecek misin?
- Başka bir seçeneğimiz var mı?
- Artık yok Albert, ama vardı. Vardı ve biz bunu kullanmadık. Vicdanım asla rahat etmeyecek. Tek sorunum da bu değil.
- Başka ne var ki?
- Korkuyorum. Yaşattıklarımızın hesabını bir gün vermek zorunda kalacağımızdan korkuyorum.
- Şartlar böyle gerektirdi, artık kendini üzme boş yere.
- Hüzün... Hayır içimdeki bu değil. Hissettiklerim, duyduklarım, gerçeğin ta kendisi. Onu biz öldürdük. Ruhunu bedenden ayırmadık, toprağa gömmedik belki, ama elini tutmadığımız, onu oradan kurtarmadığımız her an öldürdük. Oğlumuzu düşün Albert, onun emanetiydi o, bilmiyorum. Gerçekten sevmişti onu.
- Oğlumuzun asıl emaneti içeride uyuyor. O bizim hazinemiz, pırlantamız diğeri ise sadece kutusuydu, değerli olanı aldıktan sonra, ondan kurtulduk.."

Clara 40lı yaşların sonunda, zengin bir aileden gelen kültürlü bir kadındır. Kocası Edward ise Büyük Buhran'dan sonra servetinin büyük kısmını kaybetmiş bir İngiliz tüccardır.
New Jersey'nin ücra bir kasabasına yerleştikten sonra hayat onlar için hiçte kolay olmamıştır. Alıştığı yaşam tarzından uzak kalan Clara, kocasına belli etmese de zor günler geçirmekte ve eski günlerininde ufak kaçamaklar yaptığı Alman iş adamı Robert'a duyduğu özlemi bastırmaya çalışmaktadır.

kadın için önemli olan biri evlerine gelecek lakin misafir gecikmiş. adam ise kadının ısrarı ile evde bulunuyor ama aslında gelen kişi umrunda değil. adam sakin bu durumda sevmediği biri değil herhangi bir isteksizlik endişe nefret yok. şu an sen istediğin için buradayım ama çok da tın diyen bi havası var.

araları kötü değil. tersine ılımlı bir çift gördüm ben. kadın ellerini önünde tutmuş ama sımsıkı kapamış değil. demek ki tartışma gibi bir şey olmamış. kendini iletişime kapatmamış.

çok gezen(kadın) mi bilir? çok okuyan(adam) mı bilir? resim bu soruyu soruyor. ama yine cevap yok :( iki ayrı insan, biri okuyarak, diğeri ise gezerek öğrenmek istiyor bence. ve bunlar aynı evde ve birbirlerine çok yakınlar. çünkü ortak paydaları var öğrenme isteği.

konuşulmak istenmeyen bir mevzu var.
bu sebeple üç-maymun oynanıyor.
kadın, ellerini ovuşturuyor; yalnızca kendisinin duyabileceği şeyler mırıldanıyor ve o "saklı" mevzuyu, konuşmaya istekli.
erkekse, bu konuda daha katı; daha kararlı.
"saklı" mevzuyu, cehennemin dibine gönderip; bir daha da onla ilgili bir şeyler duymak istemiyor.
Erkeğin, pek çok cephede gösterdiği bu çetin zihin savaşı, gazetenin havadan sudan yazılarının yoldaşlığı ile bir nebze de olsa ferahlıyor.

beyoğlu'nda oturan fransız kimseler onlar, r harfini 'n' olarak düşün, orası istanbul işte.

neden hep pencerede bekleyince daha çabuk gelir sanır o bekleyenler

bir pazar günü. kuşluk vakti ya da 13:00-15:00 arası bir saat. Bu çiftin kızı, damadı ve torunu gelecek, eli kulağında. adam bu vakti gazate okuyarak geçiriyor, kadın ise pencerede nerede kaldılar diye düşünerek bekliyor. hayat sıkıcı, monotonlaşmış iyice. kadının en iple çektiği gün.

şaka yapmıyorum, bakar bakmaz aklıma bu geldi.
esprika.com

okulu bırak başka bir bölüm için hazırlanmaya başla. belli ki istediğin için kazanmamışsın. ya popülerliğinden ya da aile baskısından falan.

@onuruno şöyle ki mevcut şartlar da o hiç mümkün görünmüyor. amiyane tabirle buna götüm yemez sanırım.

seni çok iyi anlıyorum. istemediğim bir bölümde yalpalayıp duruyorum. yeniden girmeye ne benim götüm yer ne de ailem yedirtir. sayısal bir bölümde olsan ne bileyim mühendislik gibi tıp gibi yapabileceğin pek bir şey olmazdı ama hukuktasın. sorunun kendisini tanıml...(oha deprem oldu!) ...amışsın ne güzel. şunu da bil ki hukuku 4 yılda bitirememek başarısızlık değil hele iühf'de. kendi kendini disipline edeceksin. kendi yakandan tutup kendini kaldıracaksın ve o masanın ve kitapların önüne oturtacaksın. kimse "hukukla alakasız bir ton şey" yapıp mezun olmanın formülünü veremez sana. haydi sana ve kendime:) başarılar.

ya çalışacaksın ya da cesur olacaksın. başka şansın yok.
bunu söyleyen kişi (yani ben :p) 4. sınıfta felsefeyi bırakıp açık öğretim iktisat'a gitti ve şu an üst düzey bir kadroda devlet memuru (maliye bakanlığı)

sana şöyle anlatayım

1. sınıfta bende senin durumundaydım nasıl bitecek bu okul diyodum.

İlk olarak hukuk evde çalışılarak okunacak bir bölüm değil onu aklından bir çıkar.

Hukuk sadece okul kütüphanesindn çalışılır. Alacaksın notu eline gideceksin sabahın 6 sında kütüphaneye toplam 2 saat ara vererek akşam 7 ye kadar çalışacaksın. Elbet dikkatin dağılır filan ama evde ki dikkat dağınıklığı ve zaman kaybın olmaz. Kütüphanede herkes ders çalıştığından sende gaza gelirsin farklı şeylerle vakit kaybetmessin.

2. olarak
senin için çok geç olmayadığını düşünüyosan tekrar gir sınava.

Ama belli ki sinema sektörüne merak salmışsın. radyo tv sinema okuyarak hiç bir bok olamayacağın gerçeğide var ortada. Şöyle söyleyim

Hukuk okuduktan sonra sinemacı olabilirsin ama sinema okursan hukukçu olamazsın.

Paşa paşa okulu bitir sonra baktın bu iş benim işim değil diyorsun setlerde başla en aşağıdan projektör taşımaya çay kahve servisi yapmaya.

3. su

Kararın okulda kalmak olacaksa ilk önce kendini okula bağlamalısın. Okula yemek yemek için çay kahve içmek için olsa da git. Muhtemelen arkadaşların üst sınıfta kaldı onlarla da takıl sınıftakilerle de tanışmaya bak yoksa 4 sene sana muhtemelen ben napıyorum diye kendini yiyip bitirerek geçirirsin.

Nacizane tavsiyelerim bunlar hadi kolay gelsin .

mont.

böyle bir durumda tekrar üniversiteye hazırlanmanı düşündüm de, yine alakasız şeylerle ilgili olursan nasıl kazanacaksın? siktir et gittiği yere kadar.

lisans mezunu olmayana kız vermem.

Asıl yapmak istediğiniz iş nedir? Onu düşünün, o işte hukuk yönünde ne yapabilirsiniz, ona bakın. Hocalarla, asistanlarla filan da konuşabilirsiniz. Tabii ilk söyleyeceğim hemen bırakıp tekrar sınava girin olurdu ama ona hayır demişsiniz.

bence vakitlice sinema tv, iletişim ve tasarım gibi bir bölüme geç. başarısız bir hukukçu olacağına başarılı bir sinemacı ol.

Arkadaşım selam.. bazı insanlar duygu insanıdır.. uçar onlar havada.. hayaller.. düşler.. kurar.. sevmediği hiçbir işte huzur bulamaz.. beden ordadır ama ruh ölee hiçbizaman da bulundukları yerde değildir.. gönül adamıdır onlar.. daha işin başındaymışsın bırakabilirsin.. ama bence bu işide yarım bırakma sallan yuvarlan.. gitsin..yada zaten gözden çıkarmışa benziyorsun.. bırak.. senin kafanda ben gibi çalışıyor.. emin ol inandığın işte dahada mutlu ve başarılı olursun..hırlı birinede benzemiyorsun.. zaten sittin sene dikkatini bu işe toplayamazsın.. derslerde hep böyle devamm.. maddi kaygıların yoksa inandığın işin üzerine gir.. insanın ruhu yalan söylemez..bişey varki seni huzursuz mutsuz ediyor.. sen çalışmayı sevmeyen ve çalışıp yapamayacak biri olsaydın orda olmazdın.. demek zor gelmesi ilgi meselesi.. iki yıldır katlanamıyorsun..ömür boyu bu meslek.zor .. kapat kendini iki gün eve kes iletisimini..dışarısıyla.. düşün.. karar ver verdiğin karara uy kimseyede yorum yaptırma ondan sonrada kapat bu konuyu. huzursuzluğun gecer.. yanlışta yapsan senin hatan keyif duy.. yanlışlarınla yaşadığını hissadeceksin..başını sonunu düşün.. sıkıntılı iki çıkmaza girdiğinde bi karar verdiğinde yanlışta yapsada içinde karar vermenin huzuru olacak..

buraya bu soruyu yazarken herkesten farklı bir şey söylemeyeceğinizi, klişe cevaplar alacağımı düşünüyordum ama öyle olmadı bu yüzden çok teşekkür ederim.

burada ki cevaplardan sonra dedim ki çalışacağım, hiç bir şekilde kendimi huzurlu hissedemesem bile, asıl yapmak istediğim işe hukuk yönünden bir şeyler katarım.(cosmicstring)
uzun süredir okula gitmiyordum, okula gitmeye başladım, kütüphanede ders çalıştım.(eternal disgust) çoğu anlarda zorladım kendimi ders çalışayım diye(onuruno) eternal disgust'in tavsiyeleri çok işime yaradı.
bu arada elmalili hamdi yazar bir hikaye yarışması olduğunu haber verdi. aha dedim yine gitti içimde ki istek, başa döneceğim. bir yandan ders çalışmaya çalışıyorum diğer yandan nasıl bir şey yazarım diye düşünüyorum. mesajı okuduğumda kendisine baya küfür etmiştim, bir yandan da haber verdiği için seviniyordum :D şu anda yaptığım şey sabah işe gitmek, oradan kütüphaneye gidip ders çalışmak, sonra da eve gelip uyumak. ya bir gün ders çalışmayacaktım, gidip bir şeyler yazmaya çalışacaktım ya da bir gece uyumayacaktım. bir gün aksatsam her şey alt üst olacak gibi. uyumamayı tercih ettim gittim yazdım yarışmaya yolladım. ikisinin bir arada gidiyor oluşunu görmem ayrı bir mutluluk oldu.
non nobis solum(borçlar kanunu) bu sözde baya bir dürttü beni.
şöyle söyleyeyim hem barbunya2'nin sorusuna da cevap olur. benim maddi kaygılarım yok, hani şu dakika bıraksam ve istediğim bölüme geçsem her şekilde para kazanacağıma inanıyorum, para ile pek derdim yok zaten, olsa da olur olmasa da olur diyeceğim de, tehlikenin farkındayım sigara alamam. benim maddi kaygım yok ama ailemin var, en çokta bu durum zorluyor. non nobis solum!

şu anda ders çalışıyorum. şu dört günde hiç çalışmadığım kadar çalıştım. finallerin sonuçlarından sonra tam kararımı vereceğim. burada ki tüm cevapları yedekledim ne olur ne olmaz diye. finallerden sonra polis çağırmak gerekebilir :D tekrardan teşekkürler.

davetiye yollamayanlar ulaşamıyormuş. eğer hani bir davetiye şey edilirse bizzat bana... öyle işte.

error veriyor bende de.

bende de acilmiyor panpa. bazen oluyor boyle, engelleme oldugunu sanmiyorum.

davetiye konusunda da dikkat etmek lazim, sozlukten 3-4 kisiye davetiye gonderdim, daha once de birilerine gondermistim, bikac sey indirip birakmis cogu, sonra dusuk ratio'dan banlanmislar. en son gonderdiklerimden biri de auto-seeder mi ne kullanmis, onun yuzunden uyari aldim, davetiye gonderme hakkimi sinirsiz olarak aldilar. ama bu groove machine'i tanirim, iyi cocuktur.

oğlum şeker gibi çocuğum lan aslında. ratiom da hiç düşmez o derece.

davetiyem olsa bir de ulaşsam siteye hiç sorun değil de. 1mbit internetle davetiye kazancak kadar bir rating'e ulaşamıyorum maalesef. ortalama bir ratio'da sadece türk filmlerini indirmede kullanıyorum. onun haricinde de oldukça gereksiz olduğunu düşünmekteyim. gerçekten amaçsızca paylaşımlar çok çok fazla arena-tr'de.

bay jöle tabi ki..

bir yerde yazması için mi? okumak için mi aranıyor?

@dembedem

bay jöle kim ki?

okumak incelemek detaylı tahlil etmek için aranıyor

@yasakani
tinyurl.com

www.swfcabin.com

engin ardıç

yılmaz özdil

emre aköz ve yılmaz özdil

sanırım artık yazmıyor ama tarife cuk oturuyor
sevan nişanyan

nisanyan.blogspot.com

muammer sarıkaya.

dostlar bilmece sormadım :)).. yılmaz özdil, emre aköz gibi cevaplar çok bariz değil mi? Hani pek tanınmayan, en azından paçozluğu çok fark edilmediğini düşündüğünüz ama fena sallayan ya da en azından eleştirilmesi gereken bilmediğimi düşündüğünüz bir yazar olursa çok yardımcı olur.. cevaplayanlara da teşekkür

saraçlar caddesinde ciğerci can var. orada ciğer yiyebilirsiniz.

Aydin tava ciger, en unlu cigerci. Orada yiyebilirsiniz. Kalacak bir cok otel var ama kalitelerini bilmiyorum. Zevle gore ogretmen evinde de kalinabilir daha ucuz olur. Bir kac gunden fazla kalinacaksa mericin kenarindaki tesislerde yemek de yenebilir.

aydın tava ciğerin önünde öğle vakti sıra olur. söyleyeyim dedim. ciğeri de on numaradır...

tahmis meydanında ciğerci aydın veya alipaşa orta kapıda ciğerci niyazi. köfte için de park köftecisi osman. bir saraçlar caddesinin başında bir de selimiye'nin altında var. keçecizade'den de bademezmesi lokum falan alabilirsiniz. hava güzel olursa gidin meriç kenarına emirgan'da oturun. orada da pide yiyebilirsiniz fena değil, susamlı falan kenarları benim hoşuma gidiyor. kahvaltı için de karaağaç yolunda yeşil sera'yı tavsiye ederim.

@elenika: ciğerci kazım'da yemek için diğerlerinden fazla para vermek gerekmiyor benim bildiğim. ayrıca kazım usta yapmıyor ciğeri, damadı ilhan usta yapıyor. onun ciğeri de güzel de en iyisi aydın.

park köftecisi osman'a da uğra. kimse sorsan tarif ederler zaten.

ciğer Arastanın karşısındaki Kasap Hasan'da yenir.

Haftasonu Aydın'ın önünde kuyruk oluyor, marka olayı.
Kasap Hasan'dır olay.

Bir de meydanda badem ezmeciler var. Kavala kurabiyesi alın. Onu da Arslanzade marka alcaksınız. Bu kurabiye şekersiz ve hamursuz ama enfes bir şey. Osmanlı tatlısı, kendisi kompile antep fıstığından oluşuyor nerdeyse ve de bal.

Meriç kenarında demlenmek de şart (alkol tüketmiyorsanız , olmadı çay içersiniz)

badem ezmesini tatmanız şart, belirteyim.

kalacak yer olarak yıldız pansiyon var. ucuzdur hoştur. memnun ayrılmıştım. meydanın sonundan sola sapınca bir yerlerdeydi.

örtmenevinde kalabilirsiniz. biz ciğer sevmediğimiz için köfte tercih etmiştik, ama köftecinin adını hatırlayamadım, köfte, salata ve ekmek çok güzeldi, sorsanız da söylerler sanırım orayı, yedirna küçük bir yer net'çede.